19 Aralık 2018 Çarşamba

Annelere el vermeyin!

Sana da oluyor mu bilmem. Çocuklu kadınım diye bana bi panik, bi hassasiyet.

'Çocuk var tabi canım ya, yapamaman normal'
'Annesin sen, yorma kendini'
'Bak Kahve sen hiç kıpırdama, ben geleyim tamam mı? Otobüse binme sen, çocuk var'
'Hayatım kolay mı senin işin, yazık sana da ya, ağlasana biraz, rahatlarsın'

Hayır hiç de yakınan biri değilimdir. Pardon, arada yakınırım tabi ama konu genelde çocuk, koca, ev işleri üçgeninde olmaz. Hatta son 2 senedir, sohbetimde çocuğu malzeme olarak bile kullanmıyorum. Hiçbir yerden geri kalmıyorum, her boka burnumu sokuyor, canımın istediği planı yapıyorum. Yine de kutsalım yine de demincek doğum yapmış taze anne yaftasını alnımda taşıyorum. Yani, şey desem yerler: 'Çocuk uyutmadı akşam hayatııım, ay memeden ayrılmadı, canım da çok fena erik aşerdi, alıp gelsen, biraz da çocuğu kucağında sallarsın?' 

Belki hemen taksiye atlayıp gelmese de 5 yaşına gelmiş danacıkla ilgili böyle konuştuğum için beni delirmiş bulmaz.

Ne zaman böyle olduk diye düşünürken, kendime tahmini bir tarih verebildim. Anneliği trend mesleğe oturttuğumuz yıllarda başladı bu. Benim lise yıllarım. Bu temada karikatürler, istatistik bilgiler (bir anne günde kaç saat çalışıyor?), şiirler ve ciddi uzman demeçlerinin medyada yer almasıyla bizlere anneliğe saygı duymanın, namaz kılmakla eş değer sevap puanı kazandıracağı fikri aşılanmıştı. Çünkü ülkede konuşulmayan konu başlıklarından en büyüğü, kadınlardı. Derin bir boşluk... Konuşuldu ama yine acıklı ve dramatik tonda. Aslına bakarsan, blogcu anne'ye kadar bu konuda gerçekçi içerik üreten kimse olmadı. Bence. 

Bir toplantı yapıcaz örneğin. Ama senin çocuk var, zor olmayacak mı senin için? Şimdi bu sorunun empati yapmakla ilgisi olduğuna ben inanmıyorum. Karşında engelli bir birey olsa da aynı şeyi söyleyebilir misin? Ailesi çok muhafazakar biri olsa? Anksiyetesi olan biri?

Canım sende panik atak vardı, tutmasın orda krizin?

Arkadaşlarınla oturmuş, geyik çeviriyorsun. Sonra konu, içinde kalan- yapamadığın birkaç hayaline geliyor. Bu hayalini yapamadıysan anne olduğun için değil, totonu kaldırıp gerçekleştiremediğin için yapmamışsın. Ama içlerinden biri dudak büzüp, sana güya el veriyor: 'Canım ya, annesin sen, tabi ki yapamaman kadar doğal bişi yok hödö hödö'

Birine saygı duymak, ondan öyle bir talep gelmediği halde, o kişiyle ilgili yersiz kibarlık yapmak değil, unutalım bunu. Saygı duymak, karşındakini yetişkin yerine koymaktır. Bırakın, insanlar kendi yapabilecekleri / yapamayacaklarıyla ilgili gereken bilgiyi, ihtiyaç varsa, paylaşsınlar. 

Hepimizin hayatı öyle ya da böyle zor. Baş etmek ya da zorlanmak, kendi merdiven altı çabamızla ilgili. Bugüne kadar olanın tam aksini söylemek istiyorum: Anne olana el vermeyin. Anne olana gün verin. Yani normal randevu. Kime nasıl uygunsa öyle buluşun. Kimse kimseye lüzumsuz kibarlık yapmasın. Virüslü değil o, çocuklu.


annelerin de boş geçen, anlamsız zamanları vardır. bazen de böyle boş ve anlamlı!

13 yorum:

  1. Nihan Kaya iyi aile yoktur. Annenin gereksiz putlaştırıldığından anne kızsa bile ee çok yoruluyor seni 9 ay karnında taşıdı diyerek çocuğu bilinçsiz bir suçluluk hali yaşatmanın ne olursa analık yüreğine dem vurulmanın getirileri şu an kitabın okuduğum bölümleri. Belki de hastalıklı bir toplum olmaktan çıkmanın anahtarları bunlar yani ne olacaktı iyileşmek için koca koca büyülü çözümler mi? basit sade samimi insanız hata yaptık, olabilirler. Evet ömür boyu sıfatımız var olsunlar evlatlarımız fakat normaliz ya. Kimsenin ay canım yhaa larına kıyamamlarına muhtaç değiliz. Bu sıfatımızı evladı da birey olarak sayabilerek taşıyalım dilerim.

    Sema

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen bu işte, hissettiğim, bi acımalar filan :D ilk 3 sene okeydi de, sonradan samimiyetsiz-yapay geldi bana bu empati. iş yaşamında özellikle, 'bunu yapabilir misin acaba?' şeklinde imalar ve göz devirmeler, çok öfkelendiriyor beni. yapamayacak olsam, gündemime almazdım.

      Nihan Kaya'nın kitabı mıymış o?

      Sil
    2. Evet, Alice Miller, Thomas Hartman alıntılılarını açık beyan edilmiş çalıntı değil detaylı anlatımlı Türk usulü kitap, güzel daha çok çocukluğuna gitmeuyi de göze alman gerekiyor. Noldu yine yorgunsun uyumadı galiba, hep böyle hasta gibisinler ...

      Sema

      Sil
  2. Senin böyle hissetmen istisnai bir örnek bence kahvem ya.
    Çocuklu kadınlar olarak biz bu hale getirdik bu durumu. Kendime bakıyorum ve çocukları bahane ederek kendimi her işten sıyırdığımı ben şahsen gözlemliyorum mesela.
    -canım arayamadım kusura bakma çoluk çocuk pek bi koşturuyorum bu ara.
    -gelemem kuşum çocuklarla zor.
    -yeaani o işi nabıcaz bilmiyorum çünkü çocuk?
    -çok yorgunum çünkü çocuk...

    Bu sihirli cümleleri kullanınca karşı taraf hiç gönül koymaz. “Haaa tamam o zaman haklısın” der. Çünkü analık beklemez, analık kutsal.

    Canının istemediği durumlarda, çocuğu bahane etmek sana müthiş muafiyetler sağlıyor sosyal ilişki görevlerinden. Halbuki canın isterse çocuk bahane olmaz; bunu çocuksuzlar bilmiyor eheuhe.

    Valla sen isyan etmişsin ama bu düzen benim işime geliyor :D yan çizeceğin yerde çocuk var diyip, gerçekten isteyerek yaptığında “çoluğun çocuğun arasında bir de bunu yaptın helal” diye ekstra points toplanıyor ;) bence şahane olay ahshshdhdhdhdn

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ilk 2-3 sene olabilir öyle başakım. insanın canı çekmiyor zaten, sosyallik. fakat biliyorsun (sadece edo olsaydı hayatında bir düşün) sence gerçekten normal- tamamen normal bir hayatının olması çok mu zordu?

      bir de ben hiç kullanmadım ya çocuk olayını. kan revan içinde olsam bile 'yaparız tabi görüşürüz' dedim ve türlü planlar yaptım. çocuk yüzünden eve kapanan arkadaşlarımın da asıl derdinin 'mod' meselesi olduğunun farkındaydım.

      ben azcık ucundan samimiyetsizlik seziyorum aslında. belki yazıda tam hissettiremedim. biraz ben ve çocuklu yaşamım bahane olarak kullanılıyor gibi. hem iş hem özel yaşamda.

      Sil
    2. bir de en gıcık kaptığım soru, işle ilgili konularda:

      'çocukla zor olmuyor mu?'

      sanane hırt?

      Sil
    3. Güneşim bak sen de yapmışsın, Başak'a 2 çocuk var sende, o nedenle muafsın hissi vermişsin? :D Ya şaka bi yana, 1 çocuk çok çocuk da olabilir, böyle matematiksel hesaplara girmeyelim lütfen :D

      Sil
    4. Bu arada çocukları kullanarak 3 senedir buluşmaktan yırttığım, hiç hazzetmediğim kocagil arkadaşları vs var ya, şimdi yaşasın o tip çocuğu bahane etme halleri bence de :D

      Sil
    5. Ay yazdıkça yazıyorum ama hatta taktik bende direkt şu: çocuklarla kocayı yollayıp evde keyif yapmak :D Level atladım, çocuklardan yoruldum şekerim kusura bakma biraz kendimle başbaşa kalmam lazım ama al sen kocamla çocukları gör, hasret gider hahahaha Tavsiye ederim en güzeli..

      Sil
    6. ehehe :D ya evet haklısın. ben de kategorileştiriyorum bazen. mesela hamileliğinin son aylarında olan bir kadını rahatsız etmekten çekiniyorum.

      fakat vallahi ceren insanlara 'ben müsaitim, sen tarihi belirle' diye açık çek veriyorum, hiç kullanmıyorum çocukluluğu. çünkü arkadaşlarımla sosyalleşmeye ihtiyacım var, çok uzun zamandır hem de.

      Sil
  3. Tek vasfi `annelik" olan kadınlar var, onlar çok hoşlanır böyle ilahlaştırılmaktan, anneliğin çok acaip zor olduğunu ikidebir söylemekten, nazlanmaktan.. Daha hamilelikte başlıyorlar, çok var onlardan.. E onlar bu annelik kutsallık kavramının devamını talep ederler tabii çünkü anne değilsen nesin? Hiç.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bir de anne olan kadının tek başına plan yapmasını da 'manyah yaaa' diye çılgınlık olarak yorumlarlar. sen her zaman ironik ve sıradışı bir anne olursun onların gözünde. senin f. ve çocukların başbaşa çıktığı tatili düşün.. ne manyaklık gelir onlara bu plan.

      Sil
  4. Aslında düşünürsen ne anne olmayan kadın ne de anne olan kadın normal muameleye maruz kalıyor. İş hayatında diyelim çocuk yok kariyer yap, koştur, en iyisi beklensin vs vs. Çocuk varken aman annelik kutsal sen çocuğuna bak başka şeye gerek Yok ve onu mükemmel yap.

    İnsanların robot olmadığını, çalışmaya, sosyal hayata, dinlenmeye ihtiyacı olduğunu ve bu ihtiyacın kişiden kişiye değişeceğini kabul etseler keşke

    YanıtlaSil

Benim içim geçmiş diyenlere: Wanderlust!

Benim içim geçmiş, kurumuşum diyen bir kadın karakterin, evliliğinde nasıl cinsellikten soğuduğunu, öbüşmeye mesafe koyduğunu, her ne zaman ...