15 Mayıs 2020 Cuma

Var mıyım yok muyum? (yoğun doz çakma felsefe içerir)



Sabretmenin ata sporumuz sayıldığı, yaşadığımız çağda beklemeyi bile aceleyle yaptığımız bu günlerde evde geçen 'yavaş' zamanlarda, kendime şunu soruyorum:

'Acaba ben gerçekten var mıyım?'

Tam olarak var olduğuma herhangi bir kanıt bulamıyorum çünkü. İkna olmak zor. Evet bir yerlerde çevrim içi oluyorum, profil resminden durup bakan benim, işte benim yazdığım mesajlar- ama bu yalnızca bir veri iletişimi. Tam olarak var olduğumu kanıtlamıyor. 

Bazen pencereden silüetim beliriyor. Kellem aşağıdan geçen biri için orada öylece duruyor. Pimapene eklenti duran bir sticker gibi. Orada mıyım gerçekten?

Geçtiğimiz günlerde bayraklı belediye başkanı, konvoyla mahalleden geçerek halkı selamladı. Herkes pencerede kellesiyle online oldu. Ev çocuğuyla biz de salon penceresinden aşağı bakıyorduk ki başkan elini 'sadece başkanlara yüklenen bir aplikasyonla sallanacak şekilde' bize doğru sallarken, Demet Akalın'ın 'Diyarbakır'dan mı geldiniz, niye şarkılara katılmıyosunuz?' tepkisine eş değer şekilde, öylece boşluktan bize bakakaldı. Çünkü ona geri el sallamadan, sadece bakışlarımızı dikip baktık. Bilirsin belediye başkanlarının gelişiminde el sallama ve alkış yapma ilk 12 ayda önemli. Öylece durup ona baktık. Tek bir mimik yapmadan. Sonra buna çok güldüm ben. 

Neyse ne diyordum? Gerçekten var mıyım? Felsefenin temel sorularından biri bu değil mi? Hatta felsefeyi, tam olarak hayatımıza bu yüzden alır gibi yapıp sonra hızlıca terk ediyoruz. Çünkü insan varlığını bazen sorgular bazen de varını yoğunu kendini unutmaya adar. Bunu diyorum ben de. Var mıyım acaba? Çünkü etrafta olduğuma dair hiçbir belirti yok. Bak iyi düşün, belki sen de yoksundur.

Dışarıya çıkarken maskeyle çıkıyorum, kim kanıtlayabilir o kişinin ben olduğunu? Yani ben aslında olmayabilirim. Pazarda soğan alırken, adım çoğunlukla 'abla'. Ama etrafta abla çok, bu da beni tanımlamıyor. En çok beraber olduğum insanlar evdekiler. Anne, baba ve çocuk. Çevremizdeki diğer anne-baba-çocuk konseptiyle hiç görüşmediğimiz için, aslında isimlerimizin de önemi kalmadı. Anne diyince tek bir kişi kastediliyor, o da ben. Ne zamandır herhangi bir yere kayıt da yaptırmadım: Dişçi, konser ya da bir tatil. İsmimi bir yere yazdırmadım, ortaya eylem yok. Gördün mü yine yokum aslında.

Konuyu Descartes'in formülünden ele alalım: Düşünüyorum, öyleyse varım.

Düşünüyor muyum bilmiyorum ama düşünen birini düşünüyorum. Bu tam olarak düşünmek sayılmaz. Düşündüğüm şeyler de var. Örneğin ne zaman uyusam, ev çocuğu kakasını yaptı mı? Bu olmadı. Hadi Kahve daha farklı şeyler düşünemez misin? Varlığımın karşılığını ancak düşüncede bulabilirim. Bunu yapabilirsem her şey çok iyi olacak. Tam 3 yüz yıl önce adamın teki böyle dedi diye, inanmak zorunda mıyız ya? Ne demek düşünüyorsam varım. 

Şunu da yapamayız aksi gibi:

5 set plank (check yapıldı)
3 set squat (check yapıldı)
Halıyı sil (check yapıldı)
Şüpheci şekilde gerçeği düşün (düşünemedi)

Ne zaman düşünmek için otursam, içimden bir kuvvet- kakam gelmiş de çıkarmak istermişim gibi (çok kakadan bahseden bir yazı oldu pardon) telefonuma göz atmak istiyorum. Aslında telefonum kırılsa ya da kaybolsa, belki düşünmeye devam edebilirim. 

Pandemi bizi anonim yapmış olabilir. Hepimiz isimlerimiz yerine, 'kadın insan, adam insan ve çocuk insan' olarak kimliksizleşmişizdir belki. Birbirini hiç tanımayan, bambaşka kültürden insanlar bile pandemi çıktığında en çok tuvalet kağıdı aldılar. Bir uyanık kendileriymiş gibi, en çok tuvalet kağıdı almak. Düşünsene bir insanın kendi içinde yaptığı en sinsi plan buymuş: 'Gideyim de toalet gağıdı alayım' (İsveçli de olsan böyle Karaköylülü olsan da)

Var olup olmadığım hakkında ipucu toplamaya devam edicem. Beni gören, duyan olursa lütfen kanıtlarıyla bana yollasın.



13 yorum:

  1. kahvemi kapıp bir koşu geldim ve okurken bayağı gülümsedim! Valla her gün katıldığım toplantıları saymazsak varlığımı kanıtlayan en önemli şey online alışverişlerim galiba. İsmim, adresim yeri gelir tc kimlik numaramla var oluyorum. düşününce çok acayip...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kanıtlayamayız sen olduğunu Mervecim. herhangi biri de alabilirdi o şeyleri. çoğumuz benzer şeylere yönlendik zaten evlerde.

      :D

      Sil
  2. Ben aslında yoğum!

    Pandemi nasıl da tezcanlı gibi hepimizi gaza getirdi ama?
    -yok okula gerek yokmuş online eğitimle olurmuş
    -yok niye işe gidiyozmuş vakit kaybıymış, home ofis canmış
    -yok uçaklar seyahatler abartıymış, eve kapanınca doğaya kan gelmiş can gelmiş

    2 ay evde durduk götümüz kalktı. Ev güzellemekten ciğerim soldu artık. “Ev adamı yutar!”
    Baqın bir ev hanımı olarak panik içinde sizi uyarıyorum: (filmlerde halkı ve yetkilileri uyarmak için çırpınan ama kimsenin ziklemediği gözlüklü profesör olarak düşünün şu an beni) ev insanı kimliksizleştirir, tembelleştirir, asosyalleştirir, aptallaştırır!

    Çıkın dışarı; gidin işinize gücünüze okulunuza, bakın dalganıza! (Ev yine bana kalsın sısıısısıısıs)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ev işlerinin aptallaştırdığını neden daha önce söylemedin başak hanım gızım? ben de diyorum neden yaşamın bazı yerlerinde basiretim bağlanıyor. tesadüf bugün bunla ilgili yazdım.

      Sil
  3. yaaa harikasin.sanki yanibasimdasin, gerçekten varsın ve ikimiz kahve höpürdetiyoruz. al sana " var misin yok musun" benim dünyamda bal gibi varsın:-) iyi ki

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bir gün karşılıklı sadece kahve içme fikrinin bu kadar görkemli olacağını hiç düşünmezdim Vogel. birbirimizin dünyasına anca buralarda gerçekten görünüyoruz demek ki. iyi ki sen de varsın <3

      Sil
  4. Bana ev iyi geldi. Hatta eskiden kalabalık yerlerden kaçındığım için kendimi eksik hissederdim. Bazı şeyleri kafamda tam oturttum ve bu yönümle barıştım. Bu hastalığın keyfini benim gibiler ve temizlik hastaları çıkardı. Daha da uzamasını içten içe diliyorum, ne yazık ki :)) anonim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. anonimcim bana da iyi geldi. ama adım kahve olsa da olmasa da fark etmezdi. :D

      Sil
  5. Hangimiz varız ki? :')

    YanıtlaSil
  6. Igden girip yorum yapmıştım çıkmamış. Ben de bu ara bu tip sorgulamalara bŞladım. Coronanın herseyi yapacağına inanırdım da bizi filozof yapacağını beklemiyordum doğrusu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. heh onu düşündüm geçen. alanlarımız ne kadar daralırsa görüş açımız artıyor. kompozisyon yazarken de bize konu başlığı verilince daha çok şey aklımıza gelirdi öğrenciyken. genel konular nasıl zor olurdu. onun gibi.

      karantina bu açıdan bazen yanağımdan makas almadı değil.

      Sil

Benim içim geçmiş diyenlere: Wanderlust!

Benim içim geçmiş, kurumuşum diyen bir kadın karakterin, evliliğinde nasıl cinsellikten soğuduğunu, öbüşmeye mesafe koyduğunu, her ne zaman ...